Merhaba;
24 yıl kamuda inşaat mühendisi olarak çalışırken hep çocukluğumun geçtiği toprakları sokaklarında koşturduğum köyümü özledim. Çocukluğumda konusu çiftçilik ve doğa olan sohbetler doldurmuştu kulağımı , ninem dedemle yağmur bekleyip , zamanında yağmayan ama sonradan yağan yağmurun anasonu kararttığını öğrenmiştim . Bu sene arı çok kış da çok olur derlerdi… hatta ninemin dizleri sızlayınca yağmur yağacak derdi de hava durumu uzmanı diye gülerdik bu sözlerine… Kısacası anadolunun kadim bilgeliğiyle yoğrulmuş insanların arasında bahçede solucan toplayıp tavuklara yedirirken , ahırda onlar çalışırken bir köşede oturup onları beklerken ve uzun kış gecelerinde soba başı sohbetlerinde meğerse benim de içime işlemiş ,bir köşeye saklanmış gün yüzüne çıkmayı beklermiş toprağa olan sevdam.

Ama öyle uzaklaşmışım ki toprak anadan doğadan ...Eğitim süreci sonra çalışma hayatı… bir merhaba demeye yüzüm kalmamış sanki . Ta ki Dr.Ece Aynur
Onur’un topraklarınızı terk etmeyin seslenişini duyuncaya kadar...
Bu çağrı beni yolunu unuttuğum ata topraklarıma götürdü. Kulağımda ninemden dedemden duyduğum eski bilgilerle yanımda Değerli Dr.Ece Aynur Onur’un
Susuz Tarım konusunda tecrübe birikim ve desteği ile toprağımla kucaklaştım.
Kuraklıkla karşı karşıya olan göller bölgesinde sulama gerektirmeyen kuraklık seven bitkilerle zehirsiz , gübresiz tıbbi aromatik bitki yetiştirme işine girmiş oldum.
Doğaya zarar vermeden onunla işbirliği içinde ,böceğiyle ,solucanıyla kuşuyla otuyla mücadele etmeden her canlıya yaşam hakkı tanıyan bu sistem tam da
dünyamızın her geçen gün gözlerimizin önünde zehre boğulduğu kirlendiği bu zamanlarda istediğim özlem duyduğum, bu gidişe bir dur diyebileceğim
bir yolmuş meğerse.
Emekli oldum ; “Daha gençsin niye emekli oluyorsun?” diyenlere yıllardır özlemini duyduğum toprakla doğayla buluşmam var dedim. Burdur Yeşilova Niyazlar köyünde ata toprağıma suni gübre , tarım ilacı kullanmadan tıbbi aromatik bitkiler diktim. Turkuaz mavisi suları her gün biraz daha çekilen Salda Gölünün suları daha fazla çekilmesin diye Susuz Tarım yöntemleri ile yoluma devam ediyorum.
Saldalila; sularında yüzmeyi öğrendiğim Salda gölünün turkuaz rengine olan sevdam ile harmanlanmış, toprağa böceğe kurda kuşa saygılı , her bir su
damlasının kıymetini bilerek sulama yapmadan ürettiğim damlaları doğadan süzülmüş ; saflığı ile teninize kokuları ile ruhunuza dokunacak ürünlerimi
sizlerle buluşturduğum markam…
Sevgi ve özveri ile yürüdüğüm doğa dostu, gücünü geçmişin birikimi ve geleceğe olan umudumdan alan bu yolda el ele birlikte yürümeye ne dersiniz?
Leyla Alev SÖNMEZ